Parkinson tedavisinde kullanılan dopamin hormonunun normalin üstünde olması, hastayı gerçek dışı hayallere ya da kumar, bilgisayar gibi oyunlara yöneltebiliyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Önal: "Hastaya, yüksek oranda dopamin verildiğinde, gerçek algısını kaybediyor, olmayan olayları ve cisimleri farklı algılamaya başlayabiliyor. Bunları gerçekmiş gibi yaşıyor ve hissediyor" dedi.
Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılan dopamin hormonunun normalin üstünde olması, hastayı gerçek dışı hayallere ya da kumar, bilgisayar gibi oyunlara yöneltebiliyor. Tedavi için stratejik öneme sahip olan dopaminin, doz ayarlamasında dikkatli olunması gerekiyor.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zülküf Önal, 11 Nisan Dünya Parkinson Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada halk arasında mutluluk hormonu olarak bilinen dopaminin vücut tarafından az üretilmesinin Parkinson, fazla üretilmesinin ise şizofreni gibi hastalıklara yol açabildiğini söyledi.
Parkinson'un kasların koordinasyonunu sağlayan beyin bölgesini etkileyen, hareketlerde yavaşlama, kaslarda gerginlik, el ve kolda titremeyle kendini gösterdiğini belirten Önal, dopaminin beyinde salgılandığını, sinir hücreleri arasında iletişimi sağladığını, mutluluk hissi verdiğini, hareket, hafıza, davranış, kavrama, dikkat, uyku, duygu durumu ve öğrenme gibi fonksiyonları etkilediğini bildirdi.
Önal, dopaminin insan sağlığı için hayati önem taşıdığını vurgulayarak "Eğer, üretildiği bölgede yüzde 80'in altında üretilmeye başlarsa hareket kontrollü bozulmaya başlar. Dopamin azlığında Parkinson hastalığı baş gösterir. Uyuşturucu veya sigara kullanımı sonucu dopamin miktarının artması ise bağımlılığa yol açar. Aşırı dopamin üretimi, şizofreni benzeri klinik tablonun oluşmasına neden olabilir." dedi.
"FAZLA DOPAMİN BAĞIMLILIK YAPIYOR"
Önal, Parkinson tedavisinde eksik olan dopaminin dışarıdan takviye edildiğini anlatarak şunları kaydetti:
"Dopamin tedavisi çok dikkatli yapılmalı. Dopamini dışardan verdiğimizde, erken dönemde kullanmamayı tercih ediyoruz. Bu nedenle, ilk olarak dopamine benzeyen ilaçları kullanıyoruz. Bu ilaçlar, dopaminmiş gibi ilgili reseptöre gidip yapışıyor. Hastanın yakınmaları yüzde 30-40 oranında azalıyor. Ancak orta seviyeye ulaşıldığında bunlar yeterli olmuyor ve dopamin takviyesine ihtiyaç duyuluyor.
Hastaya yüksek oranda dopamin verildiğinde ise uzun vadede ilacın olumsuz etkileri kendini gösteriyor. Bunlar, sürekli ağızda şapırdatma, sürekli salya akıntısı, el ve kollarda kilitlenmeler şeklinde ortaya çıkıyor. Daha da önemlisi hayal görmeler başlayabiliyor. Bu hayaller ve paranoya, psikotik davranışlara yol açabiliyor. Hasta gerçek algısını kaybediyor, olmayan olayları ve cisimleri farklı algılamaya başlayabiliyor. Bunları, gerçekmiş gibi yaşıyor ve hissediyor. Bu nedenle hastaların tedavisinde optimum düzeyde hastanın yaşam kalitesini gözetilerek dopamin dozunun en az seviyede tutulmaya çalışılması önem taşıyor."
Dopamin tedavisi alan hasta yakınlarına bu gibi durumlarla karşılaşabileceklerine ilişkin bilgi verildiğini dile getiren Önal, hasta yakınlarının bu gibi durumlarla karşılaştıklarında hekime başvurmaları gerektiği uyasında bulundu.
Önal, dopamin düzeyinin artmasının en hızlı belirtisinin aşırı neşe hali ile yorumlandığını ifade ederek "Ancak zaman içinde, artan dopamin bağımlılığa yol açabilir. Kumar, bilgisayar oyunları gibi bağımlılıklar ortaya çıkabilir. Dopamin takviyesinin yapıldığı Parkinson hastaları içinde kumar bağımlılığı da görülebiliyor." diye konuştu.
Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/saglik/asiri-dopamin-hormonu-kumara-neden-oluyor-40085139